Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1. Dairesi, 21 Aralık’ta yayımladığı kararnameyle 506 hakim ve savcının görev yerini değiştirdi. Kararnamede, kamuoyunun yakından takip ettiği soruşturmaları yürüten savcılar ve kritik mahkemelerin üyeleri de yer aldı.
HSK kararnameyle, Dilan Polat ve şike soruşturmalarını yürüten İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü’yü Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Savcılığı’nda görevlendirdi. “Sürgün” olarak nitelendirilen görev değişikliği sonrası Kökçü hakkında HSK’nın yürüttüğü soruşturmalar ve çeşitli iddialar gündeme geldi. Söz konusu iddialarla, yargı içindeki ilişkiler yeniden gün yüzüne çıktı.
Gerçek Gündem’den Furkan Karabay’ın haberine göre, Kökçü, iddiaların ardından emeklilik dilekçesini verdi ancak hakkındaki soruşturmalar hız kazanarak devam ediyor.
HSK’YA GÖNDERDİĞİ DİLEKÇEDE NELER ANLATTI?
Kökçü, hakkındaki iddialarla ilgili başlatılan soruşturmada 8 Mart 2022 tarihinde HSK’ya gönderdiği savunmasında diğer yargı mensuplarıyla ilgili suçlamalarda bulundu.
Gerçek Gündem’in ulaştığı savunma metninde, Kökçü’nün Çağlayan Adliyesi’nde terör savcısı olarak görev yaptığı yıllardaki FETÖ dosyaları ve akıbetleri anlatıldı.
Kökçü, yürüttüğü bazı önemli FETÖ soruşturmalarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ş. Y. ve Başsavcı Vekili M. Y.’nin baskılarına uğradığını, dosyaların üzerine gitmesinin engellendiğini, devam eden süreçte de terör bürosundan alındığını iddia etti.
MOHAMMED ALÇELEBİ DOSYASI İÇİN NE İSTENDİ?
Kökçü’nün iki yıl önce HSK’ya gönderdiği savunmasında, Mohammed Alçelebi hakkında FETÖ soruşturması yürüttüğünü, “Başsavcı Vekilinin kendisini odasına çağırdığını ve Alçelebi hakkında gözaltı emri gibi tedbire başvurmamasını, aleyhe hiçbir işlem yapmamasını Başsavcının bunu istediğini kendisine söylediğini” öne sürdü.
Alçelebi dosyası üzerine başsavcı ve vekilinin sık sık kendisini dahili hattan arayarak uyardığını anlatan Kökçü, soruşturma kapsamında Alçelebi hakkında FETÖ’nün tepe yöneticilerinden Mustafa Özcan ve FETÖ’nün ABD’deki kuruluşu Herkul Vakfı’na 10 bin doların altında yüzlerce para havalesi yapıldığını tespit ettiğini ifade etti.
MASAK raporunda da söz konusu tespitlerin yapılması üzerine bulguların Alçelebi dosyasına eklendiğini ifade eten Kökçü, başsavcı ve vekilinin bu süreçte yeniden kendisine baskı yaptığını, ardından dosyanın kendisinden alındığını belirtti. Kökçü, dosyanın başka bir savcıya devredildikten sonra tüm bulgulara rağmen kapatıldığını ifade etti.
DOSYA ELİNDEN ALINIP KAPATILDI
Gökalp Kökçü’nün, HSK’ya sunduğu savunmasında dikkat çeken bir başka dosya ise AK Parti kurucularından ve Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden Mehmet İhsan Arslan’ın kızı Ayşe Arslan Çınar hakkındaki “FETÖ” dosyasıydı.
Kökçü, Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Niagara Vakfı’nı yöneten Ayşe Arslan Çınar hakkında FETÖ soruşturması yürüttüğünü, o dönem Başsavcı Vekili olan M.Y.’nin, Başsavcı Ş.Y.’nin talimatı ve isteği olduğunu söyleyerek Çınar dosyasının kapatılması kararının verilmesinin kendisine iletildiğini iddia etti.
Kökçü, Çınar hakkında MASAK raporu ile yapılmış çok sayıda aleyhe tespit bulunduğunu, bu sebeple dosyayı kapatmayacağını Başsavcı Vekiline ilettiğini anlattı. Kökçü devamında, başsavcı vekilinin tekrar kendisiyle görüştüğünü, Ankara’da da Ayşe Çınar hakkında bir başka ‘FETÖ’ soruşturması olduğunu söyleyerek dosyanın ‘yetkisizlik’ ile Ankara’ya gönderildiğini ifade etti.
Kökçü, Ankara’daki söz konusu FETÖ soruşturmasının aynı isimle başka bir Ayşe Çınar hakkında olduğunu, bu dosyada çok önceden kovuşturmaya yer yok kararı verildiğini, elinden alınan Çınar dosyasının da bu sebeple Ankara tarafından kapatıldığını anlattı.
‘İSMAİL UÇAR İLE UYUMLU ÇALIŞIYORDUM’
Kökçü, savunmasında Çağlayan Adliyesi’nde görev yaptığı süre boyunca hatırı sayılı kişiler hakkındaki FETÖ soruşturmalarının Başsavcı Ş. Y. ve Başsavcı Vekili M. Y.’nin baskıları sonucunda ya kapatıldığını ya da elinden alındığını ileri sürdü.
Kökçü, savunmasının sonlarında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda şimdiki AYM Üyesi İrfan Fidan, Yargıtay Üyesi Hasan Yılmaz, HSK’ya gönderdiği “rüşvet” dilekçesiyle gündeme gelen ve Yargıtay Üyesi yapılan İsmail Uçar ile uyumlu çalıştığını anlattı.
Kökçü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ş. Y. ve Başsavcı Vekili M. Y.’nin göreve gelmesinin ardından ise usulsüzlüklerin başladığı iddialarını şöyle dile getirdi:
“Ş. Y. ve M. Y. gibi usul ve yasaya aykırı yerine getiren açısından suç olacak taleplerini bu kadar rahat dile getiren ve bir şekilde sonuç alan kişiler ile çalışmadığım, çalışmadığın için yıllar sonra Terör Soruşturmaları Bürosundan peşimden gelen bir disiplin soruşturması ile ayrılmak zorunda kaldım.”
(HABER MERKEZİ)