Gençlerde beyin kanaması görülme oranı giderek artıyor

Genellikle 50 yaştan sonra görülen beyin kanaması, son yıllarda gençlerde daha sık görülmeye başlandı. Sebeplerine dikkati çeken Adana Şehir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, bunların daha çok ‘arteriyovenöz malformasyon’ ve ‘anevrizma’ kaynaklı yaşandığını söyledi. Anevrizma, yani kan damarlarının duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeler kaynaklı yaşanan beyin kanamalarının 100 binde 10 ile 15 kişi arasında görüldüğünü dile getiren Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, “Gençlerde görülme oranı giderek artıyor” dedi.

TANSİYON YÜKSELMELERİ EN BÜYÜK ETKEN

Stres ve yanlış beslenme alışkanlıklarının bu durumu tetiklediğinin altını çizen Doç. Dr. Ökten, “Gençlerin beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, genetiği değiştirilmiş gıda tüketimi, çevresel faktörler, iklim değişiklikleri gibi nedenlerle tansiyon oranlarında ciddi olarak bir yükselme var. Tansiyon yüksekliği eskiye oranla gençlerde daha sık görülüyor. Bu da zamanla damarları zayıflatıyor. Buna bağlı olarak da beyin kanamaları daha sık oranda görülüyor” diye konuştu.

‘STRESLİ ORTAM VE GDO’LU GIDALARDAN UZAK DURUN’

Beyin kanamalarının belirtilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Doç. Dr. Ökten, şöyle devam etti:

“Öncelikle çok şiddetli baş ağrısı olur. Daha sonra bulantı, kusma ve bilinç durumunda değişiklikler görülür. Bilinç durumundaki değişiklikte; hafif bir bilinç bulanıklığından ağır komaya kadar değişen bir durum söz konusu olabilir. Vücudun bir tarafında felçlik, gözlerde kayma olabilir. Kişi o sırada sara nöbeti geçirebilir. Bunların tamamını bir arada ya da birkaç tanesini görebiliriz. Bunun önüne geçebilmek için özellikle gençlere sıkıntılı ve stresli ortamlardan uzak durmalarını tavsiye ediyorum. Obezite günümüzde önemli bir sorun. Obeziteyle birlikte hipertansiyon görülme oranı çok fazla. Obez kişilerin mutlaka en kısa sürede tedaviye başlaması gerekir. Tansiyon yüksekliği varsa hekim ve ilaç kontrolleri sıklıkla yapmalarını tavsiye ediyorum. Mümkün olduğunca genetiği değiştirilmiş gıdalardan uzak durmak, daha sağlıklı beslenmek oldukça önemlidir.”

Related Posts

Sadece 30 gün şekersiz yaşayın… Vücudunuzda neler değiştiğine inanamayacaksınız

Günlük hayatın görünmez bağımlılığı olan şeker, yalnızca damak tadımızı değil, bedenimizin işleyişini de etkiliyor. Sadece 30 gün boyunca ilave şekeri kesmek zihinsel berraklıktan karaciğer sağlığına, cilt gençliğinden bağışıklık sistemine kadar vücutta adeta sessiz bir devrim başlatıyor.

Adet kanamalarınız uzun sürüyorsa dikkat: Hastalığın ilk işareti olabilir

Adet kanamalarınız normalden uzun sürüyorsa bu durumu hafife almayın. Kadınların yüzde 10 ila 24’ünü etkileyen rahim polipleri, Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mert Yeşiladalı, sorunun çoğu zaman adet düzensizliği, ara kanama ve özellikle yoğun adet kanamalarıyla kendini gösterebileceğine işaret etti.

Uzmanı açıkladı: Lenfödem mi selülit mi?

Lenfödemin ilerleyen aşamalarında hastalarda hareket zorluğu ve yaralar içinde kalan kollar ve bacakların görebildiğine dikkat çeken Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Deniz Çevirme, “Lenfödem sinsi-ilerleyici, kronikleşen ve ileri evrelerde tedavi edilmesi zorlaşan bir hastalıktır. İşte bu nedenle erken evrede tanınması çok önemlidir” dedi.

Uzmanı açıkladı: Tansiyon hastalarının yarısı hasta olduğundan habersiz

Uzmanı açıkladı: Tansiyon hastalarının yarısı hasta olduğundan habersiz

Sağlık Bakanlığı’ndan yeni program: ‘Sağlıklı Yaşlanma’

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve yaşlanırken sağlıklı kalabilmelerini desteklemek amacıyla “Sağlıklı Yaşlanma” programını hayata geçireceklerini belirtti.

HIV tedavisinde devrim niteliğinde yöntem: ‘Hepimizi şaşkına çevirdi’

Avustralya’daki bilim insanları, HIV’in bağışıklık sistemi ve ilaçlardan gizlendiği beyaz kan hücrelerinde görünür hale getirilmesini sağlayan devrim niteliğinde bir yöntem geliştirdi. Melbourne’deki Peter Doherty Enfeksiyon ve Bağışıklık Enstitüsü’nde yürütülen çalışma, HIV tedavisinde umut vaat eden bir adım olarak değerlendiriliyor.