Nagihan KALSIN
Emeğimizi sömürüyorlar. Çocuklarımıza, genç nesillerimize kötülük yapıyorlar. Ben sahadaki bütün balların denetime açılmasını istiyorum. Üretici kan ağlıyor. Bir kilo balın üreticiye maliyeti 200 liradan aşağı değil. Sahada 300-350 liraya satılan bal da koca bir soru işareti” dedi.
“Her yıl binlerce arı kolonisi yok oluyor”
Şahin, dünyada toplam bulunan 27 bal arısı türünün 6’sının Türkiye’de yer aldığını belirterek, bal üretiminde 115 bin ton ortalamayla dünya ikincisi olduğumuza dikkat çekti. “Arı tarımın bir vazgeçilmez unsurudur” diyen Şahin, pandemide arı ürünlerinin önemini hatırlatarak, “Doğada tüketmeden üreten tek canlı arılar. Ülkemiz tarım ve hayvancılık ülkesi arı da tarımın vazgeçilmezi. Son yıllarda yaşanan salgın hastalıklarda arı ürünlerinin insan sağlığı için tüm dünyada umut ışığı olduğunu unutmamalıyız” diye konuştu.
Pestisitlerin giderek yaygınlaştığına dikkat çeken Şahin, şöyle konuştu; “Buna dur diyemezsek hangi doğal çevre ve alanlardan söz edeceğiz. FAO verilerine göre son beş yılda tarım ilacı kullanımı yüzde 30 arttı. Yoğun pestisit kullanımı nedeniyle bal arıları yegane tozlayıcı duruma geldi. Her yıl binlerce arı kolonisi yok oldu. Tarım arazilerinde yapılacak ilaçlamaların da yönetmelikte yazdığı gibi 7 gün önceden arıcıya haber verilmesi gerekiyor.”
“Cihaz var, 1 yıldır kullanılmıyor”
Sektörün önemli sorunlarından biri olan tağşiş ile ilgili TAGEM-TAB ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi işbirliği ile Balda Tağşiş projesi hazırladıklarını hatırlatan Şahin, “Proje ile tespit edilemeyen tağşiş yöntemlerine karşın 3 yeni metot geliştirilerek Bakanlığımıza sunulmuştur. Bakanlığımız NMR cihazı aldı. Bildiğiniz gibi yurt dışına giden ballar NMR’den geçiyor. Biz de TAB olarak bu konuda data için Türkiye’den 260 tane bal toplayarak Bakanlığa teslim ettik. Biz de bu cihazı kullanalım dedik. 1 yıldır bu cihaz kullanılmıyor. Ancak bu sorunun muhatabı Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü’dür” ifadelerini kullandı.