CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Arıcılarla Bir Araya Geldi
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 20 Mayıs Dünya Arıcılar Günü öncesi Niğde’nin Çamardı ilçesinde arıcılarla bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Üreticiler, zirai don, sahte bal, tarımsal ilaçların arılara zararı, yetersiz devlet destekleri ve artan mazot nedeniyle yükselen nakliye giderlerinden şikayet etti.
Gürer, 2017 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 20 Mayıs’ın Dünya Arı Günü ilan edildiğini anlattı ve gün öncesinde arıcılarla bir araya gelerek sorunlarını ve çalışmalarını dinlediğini belirtti.
İklim değişikliği ve küreselleşmenin tarım üzerinde baskısından arıcılığın da etkilendiğini ifade eden Gürer, “İklim değişikliği ile ortaya çıkan sorunlar ve ekonomik kriz arıcılığı da ciddi olumsuz etkilemiş. Arıcılık yapanlar özellikle sahte balın sektöre olumsuz etkisini dile getiriyorlar. Artan girdi maliyetlerinin bal fiyatına yansımasının, sahte balın piyasada daha çok yer bulmasına vesile olduğunu belirtiyorlar” dedi.
“GERÇEK BAL ÜRETİCİSİ SAHTE BAL KARŞISINDA ARICILIĞI BIRAKMA NOKTASINA GELDİ”
Gürer, arıcılıkta en önemli sorunun girdi maliyetlerinin yanı sıra sahte bal olduğunu vurgulayarak, tüketicinin sahte balı kolay kolay ayırt edemediğini söyledi.
Sahte bal karşısında direnemeyen bal üreticisinin arıcılığı bırakma noktasına geldiğini belirten Gürer, “Ülkemizde üretici sayısı 100 bin civarındadır. Toplam koloni sayısı 9 milyona ulaşmıştır. Arıcılık yapan işletme başına ortalama kovan sayısı 92 olarak belirtilmektedir. Yurt içinde üretim 120 bin tona kadar çıkmıştır. Yaklaşık 10 bin ton bal ihraç edilmektedir. Süzme ve petek bal olarak üretilen ürünlerin piyasada sahte olup olmadığını tüketici fark etmesinin zor olduğunu arıcılar dile getirmektedir. Bu nedenle sahte bal pazarda kolay yer bulmaktadır. Kayıt dışının da varlığı dikkate alınıp bal için daha çok denetim de ihtiyaçtır” diye konuştu.
Zirai donun arıcılık üzerinde ciddi etkisi olduğunu ifade eden Gürer “Arıcılar, özellikle bu yıl zirai don nedeniyle ağaçların, çiçeklerin açmadığını ve arıların beslenemediğini belirtiyorlar” dedi.
Üreticilerin birçok nedenle arıları başka bölgelere götüremediklerini anlatan Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle mazot zamları arıcılara olumsuz yansıyor. Arıcılar her yerde nakliyede yaşadıkları sorunu anlatıyorlar. Şekerdeki her artış üreticiye yansıyor. Şeker temininde de dönem dönem sorun yaşandığını ve artan şeker fiyatlarının da maliyet artışına yol açtığını belirtiyorlar. Balda ‘Dünya markası olacağız’ diyorduk ama görüldüğü gibi arıcılar da sorunlarla baş başa. Zirai don ile ağaçlarda çiçeğin olmaması arı için beslenmeden uzaklaşma yaratıyor. Bunun yanı sıra, kendi maliyetlerindeki artışla arıcılar için sorun oluşuyor. Bu nedenle arıcılar da destek bekliyor. Arıcılığın bir derdi de açık tarım arazilerinde yapılan ilaçlamalardaki ilacın etkisi. Bununla ilgili de önlemlerin alınması yönünde çağrılarımız geçmiş dönemde olmuştu. Arıyı öldürmeyecek ve bölgesel kontrollü ilaçlama sağlanması ve arıların etkilenmeyeceği zararlıya yönelik ilaçların geliştirilmesi gerekiyor.”
Gürer, arıcılıkta girdi maliyetlerinin artması ancak ürünün değerini bulmaması sorunu olduğunu ifade ederek, “Ama bir de tüketici açısından bakıyorsunuz; tüketici gerçekten iyi bal olup olmadığını bilmediği ürünü almak durumunda kalıyor. Türkiye’de pazara sunulan balın daha dikkatli kontrol edilmesi lazım. Üreticiler, analiz yapılmadan sahte balı, gerçek balla vatandaşın ayıramayacağını belirtiyorlar. Onun için de vatandaş aldığı yeri, aldığı markayı, aldığı kişiyi doğru seçmeli” dedi.
“TARIM İLAÇLAMALARI ARI ÖLÜMLERİNE NEDEN OLUYOR”
Sorunlara çözüm bulunmazsa arıcılıkta ciddi gerilemeler olacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Özellikle sahte balla mücadele etmeye çalışıyoruz. Elimizden bir şey gelmiyor, yani sesimizi duyuramıyoruz. Raflarda 50 liraya, 60 liraya sahte bal satılıyor, şeker bile değildir.
Ülkemizde arıcılık üzerine yapılan ilaç yok. Önemli bir ilaç bu. Arılarda, aynı hayvanlarda olduğu gibi arı biti dediğimiz, arı kenesi dediğimiz sorun var. Bu sebeple dışa bağımlıyız, ithalatçıyız genelde, onu da sürekli bulamıyoruz. Yüzde 90’ı ithal. Bunların da fiyatı dövize bağlı. Bir de istediğimiz zaman bulamıyoruz. Yurt dışından gelirse ancak işte öyle bulabiliyoruz. Arı ilacı olmazsa sorun olur.”